Midilli Adası - Günübirlik Mytilini Turu!

Limandan Midilli'nin başkenti Mytilene manzası.

Lesvos (yada Lesbos) adasının başkenti Mytilene (yada Mytilini). Midilli ise Türkçe de adanın tamamını ifade etmektedir. Bu kullanım Osmanlı'dan günümüze kadar devam etmiştir. Midilli adası 1462 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Yaklaşık 450 yıl Osmanlı hakimiyeti altında kalmıştır. Boğazlara olan hakimiyeti, ticaret yolları üzerindeki konumu ve verimli toprakları adayı Osmanlı için stratejik yerleşim alanlarından birisi haline getirmiştir. Midilli, hakimiyet sonrası Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti'ne bağlanmıştır. Hatta 1864-67 yılları arasında ve 1912 yılında kısa süreliğine olmak üzere iki kez eyalet merkezliği yapmıştır. Midilli adasının bir özelliğide Rumlar ve Müslümanlar adanın bir çok bölgesinde karma köylerde birlikte yaşamış olmalarıdır. Yunanistan'ın 1830 yılında kuruluşundan 1912 yılına kadar Osmanlı'ya bağlı kalmaya devam etmiştir. Osmanlı yönetimi ile birlikte adada vakıf sistemi de kendisini göstermiştir. Vakıf sayısı Osmanlı egemenliği boyunca hızla artmış ve adayı Osmanlı sistemine bağlayan önemli unsurlardan birisi olmuştur. Midilli adasına ait, bugüne kadar ortaya çıkarılmış arşiv kayıtlarında rastlanılan vakıf sayısı 607’dir.

Midilli arka mahalleler.

Osmanlı izlerini adanın her yerinde görmek mümkün. 450 yıl hüküm sürülen bu topraklar görülmeye değer. Ancak Yunanistan, Avrupa Birliği üyesi olduğundan Schengen Vizesi alınmalı. Yunanistan'ın en büyük gelirlerinden biri turizm olduğundan, yaz aylarında Türk vatandaşlarına 14 güne kadar klasör dolusu evrak istemeden sadece 2 sayfalık bir form karşılığı vize verilmekte. Bu vize ile Türkiye'ye yakın adaları ziyaret etmek mümkün. Ada üzerinde Mytilene merkeze 8 km uzaklıkta "Mytilene International Airport Odysseas Elytis" adlı havaalanı bulunmakta. Atina üzerinden 50 dakikalık bir uçuş ile Mytilene şehrine varmak mümkün. Yaz sezonunda Avrupa'nın çeşitli şehirlerinden uçuşlar bulunmakta. Yine Ayvalık'tan 1,5 saatlik feribot yolculuğu ile adaya ulaşılabilir. Adanın tamamını gezmek isteyenler 5 günlerini ayırmalı, sadece Mytilene için yalnızca bir gün yeterli. Mytilene de görülecek her yer yürüme mesafesinde. 



Midilli'nin Özgürlük Heykeli (İngilizce: The Statue of Liberty of Mytilene, Yunanca: Άγαλμα της Ελευθερίας)

Mytilene limanına vardığınızda sizi ilk olarak karşılayan aynı zamanda şehrin simgelerinden biri olan, Amerika'daki Özgürlük Heykeli'nin benzeri olan Özgürlük Heykeli'dir. Yerel bir ressam olan Georgios Jakobides'ın tasarımına dayanılarak Gregorios Zevgolis adlı heykeltraş tarafından 1922 yılında Almanya'da yapılmış ve adadaki yerine 1930 yılında dikilmiştir. İki heykel arasındaki benzerlikler; iki heykelde yüksek bir kaide üzerinde yer almakta, ikiside sağ elinde meşale tutmakta, ikiside limanda yer almakta ve bronzdan yapılmışlardır. Heykel ile alakalı ilginç olan heykelin yüzünün Türkiye'ye dönük olmasıdır. Bir diğer ilginç konu ise Amerika'daki heykelin siparişinin Osmanlı Devleti tarafından verilmesi iddiasıdır, bu iddiaya benzer olanı da eng.wikipedia geçmektedir. Osmanlı yöneticilerinden (Hidiv) İsmail Paşa tarafından Mısır'daki Süveyş Kanalı'nın Port Said limanı önüne yerleştirilmek üzere elinde lamba tutan bir Mısır tanrıçası heykelini Fransız heykeltraş Frederic Auguste Bartholdi'ye sipariş etmiş, Bartholdi ile kendi ismiyle anılan Eiffel Kulesi'ni inşa eden Gustave Eiffel heykeli bitirmişler ancak heykel parası ödenmiş olmasına rağmen asla Osmanlı'ya teslim edilmemiş ve en sonunda Amerika'ya Fransa tarafından hediye edilmiş. Not: Süveyş Kanalı için imtiyaz Said Paşa tarafından verilmiş, yapımı İsmail Paşa döneminde tamamlanmıştır. Port Said; isminden de anlaşılacağı üzere Said Paşa'nın adı verilmiş olan liman şehridir.

Midilli Kalesi.

Kale, yaklaşık 60 dönümlük bir alanı kaplamaktadır. Akdeniz ve Ege'deki en büyük kalelerden biridir. I. Justinianus döneminde kalenin ilk kısımlarının yapıldığı düşünülmektedir. Ancak kale olarak inşaa edilmeden önce yerinde paganist yapılar bulunduğu bilinmektedir. Osmanlı fetih sonrası kale tamir edilerek uzun yıllar kullanılmıştır. Fatih Sultan Mehmet adına, fetihten hemen sonra Aşağı Kale (Kal’a-i Süfla) denilen yerde bir kilisenin mescide çevrildiği, Midilli Kalesi’nde yine Fatih adına bir cami bulunduğu bilinmektedir. Bu bahse konu kilise Metropolitan Katedrali olmalıdır.

Geleneksel kıyafetli bir asker heykeli. 

Midilli’den Türk ve Dünya tarihine iz bırakan bir diğer şahsiyet ise Barbaros Hayrettin Paşa’dır. Barbaros Hayrettin Paşa 1478 yılında Midilli’de doğmuştur, Akdeniz’in bir Türk Gölü olarak anılmasına vesile olmuştur. Türk denizcilik tarihinin en önemli şahsiyetidir. Asıl adı Hızır Reis’tir. Hayreddin adını ona Yavuz Sultan Selim vermiştir. Avrupalılar abisi Oruç Reis’e kızıla çalan sakalı nedeniyle İtalyanca Kızıl Sakal anlamına gelen Barbarossa ismini vermişlerdir. Türkçeye bu kelime Barbaros olarak geçmiştir. Abisinin ölümünün ardından bu isim Hızır Reis için kullanılmaya başlanmıştır. Popüler kültüre not düşelim,  Karayip Korsanla filmindeki Kaptan Barbarossa’nın esin kaynağı Barbaros Hayrettin ve Oruç Reis’dir. Adanın diğer şahsiyetleri ise;

Sappho (Sapho veya Safo) antik Yunan lirik şiir sanatının en önemli şahsiyetidir. Sappho, Midilli'de doğmuştur. Bilgiler sınırlı olmakla birlikte zengin bir adamla evlenmiş ve boşanmış bir kızı olduğu bilinmektedir. Adada bir şiir okulu kurmuştur. Bu okulda sadece kızlar eğitim almaktaydılar, bu da Lezbiyenliğin adanın adıyla anılmasına sebep olan dedikodunun kaynağıdır. Şiirlerinin bir çoğu günümüze ulaşamamıştır, bunun sebebi ise Bizans barbarlığıdır. 

Gene Eros, elimi, kolumu çözen,
Hem tatlı hem acı Eros, 
O karşı gelinmez yaratık 
Sarsıyor beni.
Aşık mıydım neydim!

Adanın yetiştirdiği diğer bir şair ise Sappho ile aynı dönemde yaşayan Alkaios dur. 

Midilli Deneysel Lyceum Okulu. Önde yer alan heykel ise Nikolaos Mitrelias'a ait.

Alkaios MÖ.620 yılında Midilli adasında doğmuştur. Şiirlerinin çoğu adanın o dönem siyasal çalkantıları ilham alınarak yazılmıştır. Şiirlerinin bir çoğunu aristokratik içki meclislerinde (Symposion) dillendiriyordu. Şaraba yaptığı vurgularda ayrıca dikkat çekmektedir.



İçelim haydi!
Neden bekleyelim ki kandilleri?
Geriye kalan bir parmakçık gün ışığı;
Aşağıdan kaldırın rengarenk koca peymaneleri;
Madem verdi şarabı insanlara 
Zeus'un oğlu Semele
Unutturmak için dertleri,
Doldur ağzına kadar çanağı
Karıştırıp bir ölçü suya iki ölçü şarap,
İtip kakar kadehler birbirlerini.
(Yunanca'dan çeviri; Erman Gören)


Çarşı içinden Agios Therapon Kilisesi.

Midilli’nin en görkemli yapılarından birisi de Agios Therapon Kilisesi (Saint Therapon)'dir. Aziz Therapon'a ithaf edilmiştir. Aslen Midilli'li olan mimar Argiris Adalis tarafından inşa edilmiştir. Yapımına 1900'lerin başlarında başlanan kilise 1935 yılında ancak tamamlanabilmiştir. Kilise modern mimarlık akımının bir kombinasyonudur; Barok, Rokoko, Neoklasizm. Ayrıca Gotik figürlerde içermektedir. Bu da heybetli karakterine katkıda bulunur ve ona Yunanistan'da benzersiz bir tarz kazandırmıştır.

Agios Therapon Kilisesi ön cephe.


Midilli de bir çok Osmanlı eseri kısmen günümüze kadar ulaşabilmiştir.  Bazı eserler yok olmaya yüz tutmuş, bazıları talan edilmiş, bir kısmıda vandalların saldırılarına 
uğramıştır. Ayakta kalan eserlerin büyük bir kısmı sanki bilinçli olarak kaderine terk edilip yok olmaları beklenmektedir.

Ermou Caddesi'nde yer alan Yeni Cami.

Çarşı merkezinde Ermou Caddesi’nde yer alan Yeni Cami, 1825 yılında II.Mahmut döneminde inşa edilmiştir. Adanın en büyük camisidir. Ada'nın en zengin Müslüman ailesi  Kulaksızzadelerden Mustafa Ağa tarafından yaptırılmıştır. Cami bakımsızlıktan harap durumdadır; minarenin buyuk bir kısmı yıkılmıştır, caminin sıvaları tamamen dökülmüş ve çatısı çökmüş durumdadır. Kapısı penceresi bulunmayan yapıyı sadece korkuluklar korumaktadır. Caminin karşısında yer alan hamam ise 1820-1825 yılları arasında inşa edilmiştir. Caminin restorasyonuna yakın zamanda başlanılacağına dair bu yıl içinde haberler yapılmıştır.


Yeni Cami'nin iç görünümü.

Cami avlusunda, Hacı Muhammed Ağa tarafından yaptırılmış bir medrese bulunmaktadır. Medresenin kitabesi hala okunabilir durumdadır. Yine mederese de Yeni Cami gibi bakımsızlıktan yıkılmak üzeredir.



Yeni Cami avlusunda yer alan, Hacı Muhammed Ağa tarafından yaptırılan medrese.

Yeni Cami avlusu içinde yer alan medrese; kitabesine göre 1756-1757 yılları arasında Hacı Muhammed Ağa tarafından yaptırıldığı ve Hacı Muhammed Ağa’nın inşaat bitmeden vefat ettiği  yazmaktadır. Medresenin avlu kapısı kemerli ve üçgen alınlıklıdır. Kemerli avlu kapısının kilit taşı üzerinde Mühr-ü Süleyman ve süslemeler yer almaktadır. Girişin yanında iki katlı, sütunlu ve revaklı girişi bulunan  bir bina bulunmaktadır. Avluyu tamamen otlar ve ağaçlar sarmış olup yapılar tamamen kaderine terk edilmiştir. 

Arka sokaklarda yer alan Cezayirli Gazi Hasan Paşa Çeşmesi, kitabesi okunamayacak hale getirilmiş.

Cezayirli Gazi Hasan Paşa Çeşmesi; mermerden yapılmış dikdörtgen planlıdır. Ortada kemerli bir niş yer almaktadır. Çeşme nişinin içinde tek musluklu ayna taşı bulunmaktadır. Ayna taşının içi geç dönem süslemeleri ile bezelidir. Nişin içinde taştan bir yalak bulunmaktadır. Ayrıca iki adet oturma taşı bulunmaktadır. Kesin yapım yılı bilinmemekle 1784 yılında yaptırıldığı düşünülmektedir. Kitabesi tamamen kazınmış ve okunacak bir şey kalmamıştır.

Valide Camii ön cephe. Camii kitabesi halen yerinde bulunmakta. 

Adanın Epano Skala (Yukarı İskelesemtinde Sigeiou Sokağında yer alan Valide Camii adadaki en eski Osmanlı eserlerinden biridir. Kitabesinde göre 1615 yılında yapılmıştır. 


Valide Camii arka cephe.

Şehir surlarının dışında Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgenin merkezine inşa edilmiştir. Yunanistan Kültür Bakanlığı tarafından 1981 yılında tarihi eser olarak tescil edilen cami için günümüze kadar hiçbir bakım veya restorasyon çalışması yapılmamıştır. Basında yer alan haberlere göre Ege Adaları Kalkınma Programı tarafından 1,2 milyon euro fon ayrıldığı, restorasyonunun Lesvos Tarihi Eserler İdaresi tarafından üstlenildiği belirtilmektedir. 

Yalı Camii ön cephe. Günümüzde "Dimitris ve Panayotis Teodorellis Tarım Malzemeleri Satış Mağazası"

Adadaki bir diğer Osmanlı eseri ise Yalı Camii’dir. Yine Epano Skala (Yukarı İskele) semtinin sahilinde yer alan cami, kitabesine göre Vezir Hasan Paşa tarafından 1805 yılında yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı cami, kırma çatılıdır. Doğu ve batı yönlerinde ikişer adet gotik kemerli pencere yer almaktadır. Sahil kısmında yer alan pencerelerin bir kısmı örülerek daha küçük hale getirilmiş, arka kısımda yer alan pencereler ise örülerek tamamen kapatılmıştır. Günümüzde cami Dimitris ve Panayotis Teodorellis Tarım Malzemeleri Satış Mağazası olarak kullanılmaktadır ve bu bizler için utanç kaynağı olmalıdır.

Midilli'nin Osmanlı'dan ayrılması konusunu ise şöyle özetleyebiliriz; Mısır'ın 1882 yılında işgali, İngiltere'nin Kıbrıs'ı geçiçi olarak işgali ve İngilizlerin 1864 yılında 7 adayı Yunanlılar'a teslim etmesi ile Rumların yaşadığı yerlerin/adaların Yunanistan'a bağlanması düşüncesini; megali idea'yı meydana getirmiştir. Ancak bu dönemde Yunanlılar askeri ve ekonomik açıdan yetersiz olduğundan, kültürel ve siyasi faaliyetlerle milliyetçilik algısını kullanarak işgal için zemin hazırlamışlardır. Midilli de bir çok dernek vs. gibi örgütlenmeler, Konsoluslukların himayeleri ile hatta bazen Mutassarrıf'ların çeşitli bahanelerle adadan gönderilmeye çalışılması gibi çalışmalar işgalin alt yapısını oluşturmuştur. Osmanlı, Midilli'nin elinden kayıp gitmemesi için bir takım çözümler üretmeye çalışmış ancak başarılı olamamıştır. Ekonomisi tamamen tarım ürünleri üretim ve  ticaretine dayalı olan ada da, özellikle zeytinyağı ve sabun üretimi ticaretin ana ürünleriydi. Osmanlı'nın 1850'lerden itibaren buharlı makinelerin adaya getirilmesi konusundaki teşvikleri adanın ekonomisine büyük katkı sağlamıştır. Örneğin o dönemde adada zeytinyağı ve sabun üretmek için ithal edilen makineler gümrük vergisinden muaf tutulmuştur. Ancak bu iyileşme doğal olarak yine de Yunanlılar'ın devlete bağlılıklarını arttırmamıştır. Tanzimat reformları; etnik ve dini açıdan yönetimde eşitlik, nüfuz sahibi kimselere verilen ayrıcalıklar vs. ne kadarda ayrıcalıkların kaybedilmesi düşüncesi dahil olmak üzere Yunan işgalinin önelenmesine engel olamamıştır. İşgal sonrası Batı Anadolu pazarının kaybedilmesi adada ekonomik bir çöküşe neden olmuştur. 30 Ocak 1923 tarihli, Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan “Türk ve Rum Nüfus Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol” ile adadaki Türk varlığı sona ermiştir. Ada’daki Müslüman-Türk nüfus Anadolu’ya doğru zorunlu bir göçe tabi tutulmuşlardır. Bu göç sırasında mübadiller sadece yanlarında kişisel, taşınabilir eşyalarını getirebilmişlerdir. 5 asır boyunca göç edilen ve yurt edinilen bölgelerde oluşturulan evlerini, tarlalarını ve vakıf binalarını terk etmek zorunda kalmışlardır. Vakıf eserleri ve taşınmazlar ile alakalı bir çok görüşme protokol yapılmış olsada bir sonuca ulaşılamamış, bırakılan malların nakdi değeri karşılığı hükümetlerce tahvil çıkartılmış ancak tahvillerin hiç biri ödenmemiştir. 

Limanda yer alan mülteciler tarafından yapılmış duvar resimlerinden biri. No Borders, No Nation (Sınırlara Hayır, Uluslara Hayır) yazmakta.

Bilindiği üzere Arap coğrafyasındaki karışıklık nedeniyle son dönemlerde özellikle Suriye’den Türkiyeye çok büyük bir mülteci akımı var. Mülteciler önce Türkiye’ye oradan da Avrupa’ya gidiyorlar. Bunu başarmak için canlarını hiçe sayıp Yunan adalarına geçmeye çalışıyorlar. Midilli adası da Türk kıyılarına yakınlığı sebebiyle çok yüksek miktarlarda mülteci akınına maruz kalmakta. Türkiye’deki mülteci manzaraları aynen Midilli’de de yaşanmakta. Özellikle adanın iç bölgelerinde yüksek miktarlarda mülteci bulunmakta. Türkiye’de artık alışık olduğumuz mülteci manzaralarına Midilli’de de şahit olabilirsiniz.  

- YAZI SONU -

KAYNAKÇA;
1-"Midilli Adası'nın İdari ve Sosyo-Ekonomik Yapısı (1879-1914)" - Metin Ünver'in İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümünde 2012 yılında tamamladığı doktora tezi tartışmaları. - 10 Aralık 2012.

2-Ömer İşbilir, “Ege Adaları’nda Osmanlı Vakıfları”, Ege Adaları'nın İdari, Malî ve Sosyal Yapısı - (Ed. İdris Bostan), Stratejik Araştıma ve Etüdler Millî Komitesi Yayınları, Ankara, 2003.

3-"Mytileneli (Midilli) Alkaios / Şiirler." - Yazar: Cevdet Çapan'ın "Şiir Atlası" adlı köşe yazısı - Cumhuriyet Kitap Eki, S.19, Sayı 1326 - Yunanca çeviri; Erman Gören - 16 Temmuz 2015.

4-"MİDİLLİ ADASINDA OSMANLI VAKIFLARININ TASFİYE SÜRECİ" - İbrahim OĞUZ - Balkan Araştırma Enstitüsü Dergisi, Cilt 4, Sayı 1, ss. 55-84, Temmuz 2015.

5-"Mitilini e-Guide - City of Mytilene". adlı yayın, 8 Ağustos 2012.

1 Yorumlar

Daha yeni Daha eski

İletişim Formu