BİR EKOLOJİK KIRIM DEJAVUSU; EĞRİ GÖL (ya da KUMKUYUCAK GÖLÜ)

Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan 26 Şubat 1949 tarihli ilan

Ne zaman oluştuğu kesin olarak bilinmese de 8 bin yaşında olduğu tahmin edilen Marmara Gölü yakın zamanda tamamen kurudu. Kuruyan gölün arazisi hemen yakın köylüler tarafından tarım arazisine çevrilmeye çalışıldı ve bu sırada köylüler arasındaki arazi anlaşmazlığı dolayısıyla gerçekleşen olaylar nedeniyle 3 kişi hayatını kaybetti (Çelik, 2023). Göl'de ne balık kaldı ne su kuşları ne yaban hayvanları ne sazlık ne de su! Bugün Marmara Gölü'nün yaşadıklarını geçmişte Eğri Göl de yaşadı. Bu göl, öyle çok uzaklarda başka ilde falan da değil hatta Marmara Gölü'nün yanı başındaydı. Eğri Göl’ü hatırlayanlar günümüzde sadece yaşlılar, belki de bir nesil sonra kendi gözüyle bu gölü gören hiç kimse kalmayacak. Halbuki insanlar sahip oldukları/faydalandıkları ekolojik alanları koruyup, kollayıp çocuklarına/torunlarına miras olarak aktarmalıydılar. Bu yazı Marmara Gölü'nün de Eğri Göl ile aynı kaderi yaşamasını engellemek için farkındalık yaratmak amacıyla kaleme alınmıştır. Marmara Gölü tarım arazisine çevrilmemeli ve yeniden su tutması sağlanarak gelecek nesillere aktarılmalıdır.

Eğri Göl (halk arasında Kumkuyucak Gölü); Manisa ilinin Gölmarmara ilçe sınırları içinde Marmara Gölü’nün yaklaşık 20 km batısında yer almaktaydı. Lütfiye Köyü ile Kumkuyucak köyleri arasında Akselendi Ovası'nın güneybatısında günümüzde Gümüş Ova denilen yerde bulunmaktaydı. Dönem olarak ne zaman oluştuğu tam olarak bilinmemektedir. Eğri Göl, ova seviyesinden 10 metre alçakta, sığ, güneybatı-kuzeydoğu doğrultusunda elips şeklinde bir yapıya sahipti. Güneybatı ve kuzeybatısı kristalize kalkerlerden oluşan oldukça dik yamaçlarla (Kırtaş Tepe ile) sınırlanan göl, diğer yönlerde ise geniş bir şekilde ovaya açıktı (Taşlıgil, Mart, 1998). Eğri Göl, karstik bir göldü, kış mevsiminde hem tabanında yer alan su çıkan (güney kenarına yakın ve en derin olan kısmında su çıkan vardı), hem de batı ve güneyindeki yüksek kesimlerden inen sellerle beslenirdi ve tabii ki de Kumçay Çay’dan (Hyllos) da.

Soldaki 1984 yılına ait uydu görüntüsü sağda ki ise 1985 yılına ait. Eğri Göl’ün kuruduğu tarihin 1985 yılı olduğu açıkça anlaşılıyor.

Eğri Göl’ün bulunduğu alanın 2023 yılındaki görünümü.

Su seviyesinin fazla olduğu yıllarda göl, sahasını kuzey ve kuzeydoğuya doğru genişleterek burada yer alan; Beyoba, Sazoba ve Kumkuyucak köylerine ait bulunan tarım alanlarını basardı (Hoşgören, 1983).  Eğri Göl, yaklaşık 5 km2 kadar genişlikte ve büyük bir kısmı sazlık idi (Saraçoğlu, 1956). Ayrıca balığı çok olduğundan balıkçılığa da uygun bir göldü, yakalanan balıklar çevrede satılabiliyordu. Eğri Göl’de ticari olarak balık üretimi yapılmıyordu (ÜNLÜ, 1996). Ekolojik zenginlik yanında göllerin ekonomik değerleri ve çevre halkının refahına katkısı da büyüktür. Cumhuriyet Gazetesi'nde 1949 yılında yayınlanan ilanda Eğri Göl’ün 3 yıllık balık avlama hakkı ihalesi bunun en somut örneğidir, yani “göl” ihaleye çıkılabilecek kadar balık popülasyonuna sahiptir (Cumhuriyet Gazetesi, 1949). Göllerin çevresi sazlık ve bataklıktır. Bu sazlar, esnek ve uzun ömürlü olduklarından geçmişte önemli bir ekonomik değeri bulunmaktaydı. Semer, yastık, hasır, iskemle ve sepet vb. ürünlerin yapımında kullanılan saz günümüzde sadece dekoratif ürünlerin yapı malzemesi haline gelmiştir. Köy halkından edinilen bilgilere göre göldeki sazlar için de ayrıca ihale yapılmaktaymış (İskender Süttaş ile yapılan mülakat, 2023).

Heinrich Kiepert’e ait 1892 yılına ait haritada Eğri Göl (Kiepert, 1890-1892).

NEDEN KURUDU;

Eğri Göl, Akselendi Ovası ve çevresinde kuruyan/kurutulan tek sulak alan da değildi. Ilıcaksu Bataklığı, Sarıçalı Bataklığı, Dana Kovalığı, Selendi Kovalığı, Küçük Selendi Gölü, Rahmiye (Yemişli) Gölü de kurutulmuş ve zamanla tarım alanı haline gelmiştir (Kezban ŞAHİN TAYSUN, 2019). Bir zamanlar sazları, balığı ihale konusu olan ve su çokluğundan dolayı taşkınlara sebeb olan göl, aşırı içme ve sulama suyu çekimi nedeniyle yazları ya tamamen kurumuş ya da bataklık haline gelmiştir. Google Earth’ten alınan 1984 ve 1985 tarihli uydu görsellerinin karşılaştırılmasından anlaşılacağı üzere göl, 1985 yılında tamamen kurumuştur. Tarım alanı haline getirilince de tamamen yok olmuştur. Akselendi Ovası'nda kalan son su yüzeyi olan Küçük Selendi Gölü’nde 1985 yılında su bulunuyorken, burasının da kurutulmasıyla bu ovadaki su yüzeyleri tamamen yok olmuştur (Kezban ŞAHİN TAYSUN A. T., 2021).

Eğri Göl, Manisa'nın Marmara Gölü'nden sonraki en büyük ikinci doğal gölü durumundaydı. Manisa'da şu anda sadece bir adet doğal göl bulunmaktadır. Günümüzde Marmara Gölü de kuruduğuna göre ildeki en büyük ve tek “doğal göl” Sülüklü Göl'dür. Sülüklü Göl; sadece 400 metre çapındadır. Bunlardan başka Manisa'da bulunan yapay göller ise; Demirköprü Barajı, Soma Kül Barajı, Sevişler Barajı, Afşar Barajı'dır.

1956 yılına ait haritada Eğri Göl (sol alt köşede) ve çevresinde yer alan diğer sulak alanlar (Headquarters, Department of the Army, 1956).

TARİHTE EĞRİ GÖL;

Eğri Göl ile ilgili bulunabilen en eski yazılı kayıt yaklaşık 500 yıl öncesine aittir. 1530 yılına ait 166 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri'ne göre Marmara Kazası'na (Kaza-i Marmara) bağlı Gülnos Nahiyesi'nde (Nefs-i Gülnos) Eğri Göl (ya da Eğri Gölcük) adlı mezraya rastlanmaktadır (Hazırlayanlar & Ahmet ÖZKILINÇ ve, 1995). Köyden küçük yerleşim alanı olan mezralar sürekli kırsal yerleşimlerdir. Eğri Göl'deki bu mezra özellikle gölden faydalanmak (içme suyu, balıkçılık, saz üretimi) amaçlı kurulmuş olmalıdır. Muhtemelen Eğri Göl'ün dayandığı (Kır Dağ’ın devamı durumunda olan) Kırtaş Tepe; suya olan yakınlığı, geçitlere ve delta ovasına hâkim olan konumu nedeniyle kesintisiz yerleşim görmüş olmalıdır. Bu yerleşimin, muhtemelen çevredeki örneklerden (Kaymakçı Höyük ve Kılcanlar yerleşimleri) yola çıkılarak Tunç Çağı veya önceki dönemlere kadar tarihlenmesi tesadüf olmayacaktır.

Dietrich Reimer (Ernst Vohsen) yayınevine ait 1911 tarihli Heinrich Kiepert haritası (Geographische Verlagshandlung, Dietrich Reimer - Ernst Vohsen, Berlin, Wilhelmstrasse 29. 1911. Zweite berichtigte Ausgabe). 

Araştırma sırasında tesadüf edilen 1911 yılına ait (üstteki) haritada buradaki yerleşimin sürekliliği konusunda hatalı da olsa bazı bilgiler verilmektedir. Bu haritada Eğri Göl'ün kuzey-doğusunda (Akselendi Ovası’nda) iki yerde kilise (ya da manastır) ve mezarlık (Christliche Klösteru. Kirchen + gräber) işaretlenmiştir ancak bu yapılarla ilgili herhangi bir kayıt bulunmamaktadır, çevrede yaşayan köylülerin de böyle bir şeyden haberleri yoktur. Bu kalıntılar Hristiyanlık öncesi dönemlere ait olmalıdır. Bu çevre tamamen Türkmen-Yörük yerleşimidir ve gayri müslim nüfus da yoktur. Her ne kadar haritada Hierocaesarea’ya ait olduğu düşünülen kalıntılar (Ruinen) işaretlenmiş olsa da bu alan günümüzde düz ovadır ve üzerinde herhangi bir kalıntı yoktur, kalıntılar ya toprak altında kalmış ya da taşınmış olmalıdır. Taşınmaları iddiası bölgeyi bilmeyenler için biraz “uç” gelebilir ancak bu yörede gayet normaldir. Bu verimli ovayı kullanan köylüler tarlalarında çıkan büyük kaya parçalarını hatta; sütün, sütün başlığı vs eserleri tarlalarını genişletmek ve işlemeyi kolaylaştırmak için tarla sınırlarına ve yol kenarlarına taşımaktadırlar (örnek; Tiyenli girişinde yol kenarında bulunan stok alanı). Eğri Göl ve çevresi Hierakome (Hierocaesarea) antik kentinin sınırları içindedir, Artemis tapınağı ile ünlü olan bu yerleşimin tam olarak nerede olduğunu bilmesekte bu çevrede olduğunu tahmin edilmektedir. Hierakome kenti, Lidya devletine son veren Pers kralı Kyros tarafından İran'dan bu bölgeye getirilen göçmenler tarafından kurulmuştur.

En kısa zamanda çevrede yüzey araştırması yapılıp, arkeolojik sit olarak ilan edilmelidir. Neden en kısa zamanda yapılmalıdır? Çünkü, çevrede birçok defineci sondajı göze çarpmaktadır. Definecilik ve defineciler çok tehlikelidir; yaşlı bir çınar ağacının bedeninde (DEFİNECİLER 'ASIRLIK ÇINAR AĞACININ' GÖVDESİNE ZARAR VERDİ) gömü olduğunu sanacak kadar aptal, Müslüman mezarında (DEFİNECİLER İKİ TÜRBEYE ZARAR VERDİ!) define arayacak kadar bilgisiz, anakayaya oyulmuş bir kabartmanın (3200 YILLIK HİTİT ESERİNİ HİLTİ İLE PARÇALADILAR) içinde bile altın olduğunu düşünecek kadar ahmak ve cahildirler. Bu sığlıkla maalesef; hilti ile, dinamit ile binlerce yıllık tarihi eserlere geri döndürülemez zararlar verebiliyorlar. Kültürel mirasımızı Vandallar ve definecilerden korumak için gerekli tüm önlemler alınmalı en ağır cezalar ile cezalandırılmaları sağlanmalıdır.

-Kaynakça-

İskender Süttaş ile yapılan mülakat. (2023). Manisa, Gölmarmara, Değnekler Köyü.

Çelik, S. (2023, Mart 4). MARMARA GÖLÜ’NDE EKOLOJİK KIRIM VE TARİH. Gazete Duvar: https://www.gazeteduvar.com.tr/marmara-golunde-ekolojik-kirim-ve-tarih-haber-1601302 adresinden alındı

Hazırlayanlar, & Ahmet ÖZKILINÇ, A. C. (1995). 166 NUMARALI MUHÂSEBE-İ VİLÂYET-İ ANADOLU DEFTERİ (H.937/M.1530) Hudâvendigâr, Biga, Karesi, Saruhân, Aydın, Menteşe, Teke ve Alâiye Livâları. Ankara: Devlet Arşivleri Genel Müdürü.

Headquarters, Department of the Army. (1956). Foreign Maps. United States. Department of the Army.

Hoşgören, M. Y. (1983). Akhisar havzası: jeomorfolojik ve tatbikî jeomorfolojik etüt. Edebiyat Fakültesi Matbaası.

Kezban ŞAHİN TAYSUN, A. T. (2019). Manisa-Akselendi Ovasında Rüzgar Erozyonu EtkisiAltındaki Arazilerin Potansiyel Toprak Kaybı Değerleri ve Rüzgarla Aşınabilme Grupları (WEG) Dağılımı. Ziraat Fakültesi Dergisi, 58-67.

Kezban ŞAHİN TAYSUN, A. T. (2021). Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistem Teknikleri Kullanılarak Manisa Akselendi Ovası’nda Arazi Kullanım/Örtüsündeki Zamansal Değişiminin İzlenmesi. Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 169-177.

Kiepert, H. (1890-1892). Specialkarte vom westlichen Kleinasien : nach seinen eigenen Reisen und anderen grösstenteils noch unveröffentlichten Routenaufnahmen bearbeitet. Carte de la partie occidentale de l 'Asie mineure, Scale 1:250,000. Berlin: Berlin : Verlag von Dietrich Reimer.

Kumkuyucak gölünün kira ve iltizammın ilânı. (1949, Şubat 26). Cumhuriyet Gazetesi, s. 4.

Office, G. B. (1941). Turkey 1:800,000. Series K300 (4235). The University of Texas at Austin: https://maps.lib.utexas.edu/maps/ams/turkey_800k/ adresinden alındı

Saraçoğlu, H. (1956). Türkiye coğrafyasi üzerine etüdler, 2. Cilt. Millî Eğitim Basimevi.

Taşlıgil, N. (Mart, 1998). MANİSA OVALARI VE ÇEVRESİ. Doktora Tezi.

ÜNLÜ, M. (1996). Gediz Akarsuyu Havzasının Biyolojik Özellikleri ve Balıkçılık. Marmara Coğrafya Dergisi.

1 Yorumlar

  1. tipo90 oyun sitesine kimlik bilginizi paylaşmadan üye olabilir casino ve slot oyunlarınızı keyifli bir şekilde oynayabilirsiniz. Tipo90 sitesine üyelik işlemleri sadece bir iki dakika sürüyor ve çekim işlem süresi de sadece  dakikadır. Kazancınızı bir kaç dakika içerisin de belirteceğiniz banka hesabına çekebilirsiniz.

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski

İletişim Formu