Uzunhasanlar Köyü ve Su Kuyuları - Tisna Antik Kenti

Uzunhasanlar Köyü'nde su kuyularının toplu bir şekilde olduğu alan.

Aliağa-Manisa yolu üzerinde yer alan, Aliağa’ya yaklaşık 13 km. uzaklıktadır. Aliağa’nın en eski köylerinden biridir. Önceleri Saruhan Sancağı'na (günümüzde Manisa ili) bağlı iken, sonradan Menemen’in Aliağa Nahiyesi'ne bağlanmıştır, günümüzde ise Aliağa ilçe belediyesine bağlı bir mahalledir. Uzunhasanlar, köylülere göre 1712 yılında kurulmuştur. Manisa 181 nolu Şer’iyye Sicilleri’nin (Şer’iyye sicilleri, kadıların görevleri gereği mahkemelerde verdikleri hükümleri, merkezden gelen belgeleri ve sorumlu oldukları yerdeki önemli olayları kaydettikleri defterlerdir) 1721 tarihli kaydında adı “Karye-i Uzun Hasanlu” olarak geçmekte Avarız Hane Sayısı ise (Avarız Hane Sayısı; hane gelirine ve sahip olunan menkul/gayrimenkul üzerinden nakdi veya bedeni olarak alınan vergi. Ayrıca hane sayısı mükellefleri belirlediğinden tam olarak köy nüfusunu belirlemede kullanılamaz) 10 olarak verilmektedir. 



Uzunhasanlar Köyü Camii.

Bu kayda göre köy 1712 değil çok önceleri kurulmuş olmalıdır. Bulunabilen diğer bir kayıt ise; 1808-1809 yılları arasındaki kayıtların yer aldığı 242 Numaralı Manisa Şer’iyye Sicil Defteri’ndeki 84 numaralı hükümdür. Bu kayıtta köyün Avarız Hane Sayısı yine 10 olarak verilmekte, ismi ise “Uzun Hasanlar Karyesi” (karye: köy) olarak geçmektedir. Kayıt ise şöyledir;

...ve Uzun Hasanlar Karyesi imdadiyesi yetmiş guruş harc-ı defter iki yüz elli guruş…
Cumhuriyet öncesi bulunabilen son kayıt ise 1842 yılına ait hane sayısının verildiği kayıttır. Bu kayda göre Uzunhasanlar KöyüManisa Kazası içinde Yurtdağı Nahiyesine bağlıdır; Erkek Nüfusu ve Hane Sayısı; 37'dir. Kayıtta ise köy ismi şu şekilde verilmiştir;
Karye-i Nefs-i Uzun Hasanlar
Cumhuriyet Dönemi'ne ait ilk kayıt ise 25 Ekim 1946 tarihli Resmi Gazete’dir. Bu kayıt Güzelhisar Köyü'nün orman sınırlarını berlirlerken Uzunhasanlar Köyü'nden bahseder.


Uzunhasanlar Köyü Camii Haziresi malesef bu halde.

İkinci kayıt ise yine 9 Kasım 1946 tarihli Resmi Gazete’dir. Bu kayıtta Uzunhasanlar Köyü'nün sınırları ve kapladığı alan belirtilmiştir;

Uzunhasanlar Köyünün umumi hudut ve vüsati: şimalen Güzelhisar, Karaköy ve Karakuzu Köyleri hudutları. Şarkan Karakuzu Köyü hududu, cenuben Karakuzu ve Çıtak Köyleri hudutları, garben Çıtak ve Güzelhisar Köyleri hudutları ile çevrilidir. Uzunhasanlar Köyü hudutları dâhilinde mevcut arazi sahasının umumi vüsati (1225) hektardan ibarettir. Bu sahanın (496) hektarı orman mefhumunda (729) nektarı köyün toplu vaziyette ki tarla ve arazisi ve bir hektarı köy mezarlığından mürekkeptir.
Yaklaşık 100 hanelik bir köydür. Köyün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Uzunhasanlar köyünde, kuru tarım ile Güzelhisar Çayı’nın sınırlı suları ve artezyen kuyuları kullanılarak az da olsa sulu tarım yapılmaktadır. Hayvan yetiştiriciliği ovalık alanların kenarında yükselen yamaçlarda kurulmuş yerleşmeler içinde en az tarım kadar önemli bir gelir kaynağıdır. 


Uzunhasanlar Köyü Camii duvarlarında yer alan süslemeler.

Dağlık sahanın kuzey yamaçlarında yer yer kızılçamlar ile karışık halde makiler bulunmaktadır. Ayrıca köyün yaklaşık 3 te 1 Aliağa ve sanayi bölgesinde çalışmaktadır. Aliağa’ya yakınlık köyden kente göçü engellemiş hatta evlilik yoluyla tersine bir göçün az da olsa varlığından bahsedilebilir burada. Köydeki öğrenciler taşımalı eğitime tabiler, Aliağa’daki okullarda eğitim görüyorlar. 



Köyün isminin kaynağı;
Köylülere göre köyün isim kaynağı şudur;
Uzun boylu bir adam olan Hasan diye biri yaşarmış köyde. Zeytin ağacının altında da uzunca bir mezarı varmış.

Köyün ilk yerleşimcisi olduğu ve köyün isminin ondan geldiği söylenmektedir. Köyün yerlileri ise Yörükler’dir (Türkmenler). 


Uzunhasanlar Köyü sokak arasındaki Su Kuyusu.

Uzunhasanlar'daki Su Kuyuları;

Hz.Osman'ın Medine'de Rume Kuyusu'nu satın alıp Medine toplumunun hizmetine sunmasıyla başlayan çeşme, kuyu, kaynak, gölet, baraj vakfı Müslümanlar için en önemli hayır işlerindendir. Bu yüzden Osmanlı döneminde toplumun su ihtiyacının para ödenmeksizin karşılanması hedeflendiği için varlıklı Müslümanlar tarafından pek çok su hayrı yapılmıştır. Su ve kuyu Osmanlı’da önemli bir müessese idi bu yüzden kuyuların çoğu vakfedilmiştir. Osmanlı’da camiler ve sebiller gibi kuyular da tek tek kaydedilmiştir. Osmanlı’da kuyular, işlevlerine göre Niyet Kuyusu, Kar Kuyusu, Bostan Kuyusu, Şifa Kuyusu, Zemzem Kuyusu, Kireç Kuyusu, Dolap Kuyusu gibi isimler almışlardır. Kuyuların bir bölümü de çok eski devirlerden itibaren yapısal fonksiyonla yapılmışlardır. Bu kuyular, yapı temel seviyesinde, yükseltilmiş döşeme altında bulunur ve yeraltı su seviyesine kadar inerler. Bu kuyular deprem esnasında yapı temel zemininde oluşacak boşluk suyu basıncı tahliye edilmesini sağlayarak Zeminde Sıvılaşma olayının gerçekleşmesini önlemektedir. Ayrıca bu kuyular yaz kış devamlı olarak sabit sıcaklıkta temiz ve nemli hava temin ederek yapı içindeki havanın nem oranını ayarlamaktadırlar. Kuyular, genelde su kaynağı olan yerlere yapılır ancak zemin sularının toplanması suretiyle bundan istifade için de çoğu zaman evlerin yakınlarına veya içlerine yapılırdı. Evlerde bu kuyular etrafı taş örülerek yapılmış veya zemin kat mutfaklarda ve bir kısmı bahçelere yapılmış bulunmaktaydı. Bu kuyulardan önceleri çıkrıklı kova ile daha sonra el tulumbaları bağlanarak su çekimi yapılmıştır. Bazı Ayazma (Agiasma) sularının şifalı olmaları sebebiyle bu yerlerde yapılan kuyulara Şifa Kuyusu denilmiş, bir kısım tekke kuyusuna bazı mistik olaylar yakıştırılarak Niyet Kuyusu adı verilmiş, özellikle bunların kuyu bileziklerine kutsallık atfedilmiştir. Günümüzde büyük bölümü yok edilen bu kuyuların bir kısmının bileziği, mimari ve sanatsal özellikleri nedeniyle müzelere kaldırılmıştır. Kar kuyuları ise kışın yağan karların depolanarak yazın su ihtiyacını karşılamak ve yine yazın soğutma ihtiyacını karşılamak için yapılmışlardır. Yiyeceklerin bozulmasını önlemek ve soğutulmaları için de bu kuyular kullanılıyordu. Dolap kuyuları ise Bostan Kuyuları gibi arazi içinde, at (veya eşek, katır, öküz) ile döndürülen ve arazi sulamaya yarayan dolapların kurulduğu kuyulardır. Uzunhasanlar Köyünde hayrat olarak açılmış birçok kuyu bulunmakta. Günümüzde halen kullanılmakta olan bu kuyular köyde bir gelenek haline gelmiştir. Hayrat denince akla bu köyde Kuyu gelmektedir.


Uzunhasanlar Köyü'nde bir zamanlar faal olan Soğuk Sıkım Zeytin Değirmeni.

Köyü tehdit eden unsurlar;

Güzelhisar Barajı’nın yapılmasıyla en büyük zarar gören yerlerden biri Uzunhasanlar Köyü olmuştur. Su kaynakları kesilmiş ve kuru tarıma dönmek zorunda kalınmıştır. Köyü tehdit eden etkenlerden bir diğeri de Bazaltik Andezit Taş Ocakları'dır. Köy etrafında iki adet taş ocağı bulunmaktadır.


Soğuk Sıkım Zeytin Değirmeni'nde sırasıyla; zeytin teknesi, motor yatağı ve duvar detayı.

Köyün ilk yerleşimcileri ve Tisna Antik Kenti;

Uzunhasanlar Köyü'nün kuzeydoğusunda yer alan Koca Kale Tepe, Sarı Kale Tepe ve güneyinde bulunan alan 2015 yılında Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak belirlenmiştir. Yapılan yüzey araştırmalarında Hellen-Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait kalıntılar tespit edilmiştir. Uzunhasanlar Köyü'nde yakın zamanda yine aynı alanda Kültür Bakanlığı izni ve Aliağa Belediyesi'nin destekleriyle yüzey araştırmaları tekrar yapılmış ve Erken Demir Çağ'dan Bizans Dönemine kadar kesintisiz iskan alanı olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Bu alan Kyme ile Aigai arasında yer alan diğer bir Aeolis kenti Tisna’dır. Tisna adını antik kaynaklara göre Titnaios (veya Tisnanus) adlı nehir tanrısından alıyor. Kentin, günümüzde ismi Güzelhisar Çayı (veya Koca Çay) olan Pythikos Çayı kenarında yer aldığı düşünülmekte. Bu çayın Pythikos’tan önceki adı antik çağda Titnaios idi. Güzelhisar Çayı, Dumanlı Dağ kuzey eteklerinden doğan ve Tisna’nın batısından kuzeybatıya doğru akan Sirçe Çayı ile Sarı Kale Tepe ve sırtının batı kenarı önlerinde birleşmektedir. Aigai antik kentinde basılmış M.Ö. 4. yüzyıla tarihlenen sikkelerin üzerinde bu çayı betimleyen kabartma ve Titnaios adı bulunmaktadır. Tisna’nın geç devirlerde önemini kaybetmiş olduğu ve zamanla bir köy haline gelerek şehir devletlerine katıldığı düşünülmektedir.


-YAZI SONU-

Son güncelleme: 25.10.18 - 13:13.

KAYNAKÇA;

1-“25 Ekim 1946 Cuma” SAYI: 6443 - TEBLİĞLER - T.C. Resmî Gazete.

2-“9 Kasım 1946 Cumartesi” SAYI: 6450 - TEBLİĞLER - T.C. Resmî Gazete.


3-“Anadolu Medeniyetleri Müzesi Yıllığı” adlı eser – sayfa; 224 - 1989.


4-“Türk Ansiklopedisi” adlı eser – Milli Eğitim Basım Evi – sayfa; 285 – 1946.


5-“Barrington Atlas of the Greek and Roman World: Map-by-map Directory” adlı eser – sayfa; 853.


6-“Büyük Lügat ve Ansiklopedi” adlı eser - 12. Cilt – sayfa; 178 - Meydan Yayınevi – 1985.


7-“Index Anatolicus - Uzunhasanlar” adlı konu – Sevan Nişanyan - https://nisanyanmap.com/ adresinden erişildi.


8-"Uzunhasanlar ve Karakuzu mahalleleri sınırları içerisinde tespit edilen alanın tescili" - Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu - 05.11.2015 tarihli 5831 nolu kararı.


9-“Nerede Basıldığı Bilinmeyen -…-Lejandlı Sikkeler” adlı makale – Yazar; Dinçer Savaş LENGER – 2011.


10-“SEDİMANTOLOJİK VE MİKROPALEONTOLOJİK VERİLERLE GÜZELHİSAR ÇAYI KIYI OVASININ HOLOSEN PALEOCOĞRAFYASI” adlı makale - Dr. Serdar VARDAR - Doğu Coğrafya Dergisi - Yıl:23, Sayı: 39 - Sayfa:131-148 - Haziran, 2018.


11-"ALİAĞA İLÇESİNDE ARAZİ KULLANIMINA ETKİ EDEN DOĞAL VE BEŞERİ FAKTÖRLER" adlı makale - Yazar; Dr. İlker EROĞLU - MARMARA COĞRAFYA DERGİSİ - SAYI: 27 - Sayfa; 353-400 - Ocak, 2013.


12-“242 NUMARALI MANİSA ŞER’İYYE SİCİL DEFTERİ TRANSKRİPSİYONU VE DEĞERLENDİRİLMESİ (1223-1224/1808-1809)” - YÜKSEK LİSANS TEZİ – Hazirlayan; ÖMER KARATAŞ.


13-“Söz Muhtarların: Uzunhasanlar Mahallesi Muhtarı Erdoğan Halavurt” adlı haber – Aliağa Ekspres Gazetesi – 11 Aralık 2014.


14-“Orda Bir Köy Var Yakında – Uzunhasanlar Köyü” adlı haber – İşaret Gazetesi – 22 Haziran 2017.


15-“181 NUMARALI ŞER’İYYE SİCİLLERİNE GÖRE LALE DEVRİ’NİN İLK YILLARINDA MANİSA’DA SOSYAL VE EKONOMİK HAYAT” – Hazırlayan; Derviş ÖKSÜZ – 2016


16-"İstanbul’un Kuyuları" - adlı makale - Yazar: İsmail Büyükseçgin


17-"Günümüzde Vakıf Meseleleri" - Prof. Dr. Hamdi Döndüren - Erkam Yayın San. A.Ş.


18-"MANİSA ARAŞTIRMALARI- 1" - Celal Bayar Üniversitesi Manisa Yöresi Türk Tarihi Ve Kültürünü Araştırma Ve Uygulama Merkezi - Manisa, 2001.

2 Yorumlar

  1. Çağatay Uluçay'ın "Saruhan'da Eşkıyalık ve Halk Hareketleri 17.Yüzyıllar" adlı kitabında yer alan mühimme kaydına göre 1650'de haksız vergi toplandığı için Uzunhasan halkı şikayette bulunmuş. Yine elimde bulunan başka bir mühimme kaydında 1596 tarihinde Uzunhasan köyünde her davaya karışan bir kişi hakkında şikayet vardır. Ayrıca caminin banisi el-Hac Hasan oğlu mağribli el-Hac Ali Ağa'dır. Caminin önündeki hazirede yatan kişinin mezartaşında Beylerceoğlu Camii Kayyumu Mehmed Beşe yazmaktadır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selamlar, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler, farklı konularda kaynak taraması yaparken yeni bilgilere ulaşılmış ve sizin belirttikleriniz de eklenerek yakın zamanda yazı güncellenecektir.

      Sil
Daha yeni Daha eski

İletişim Formu